Albaya Mektup Yok
Yazar: Gabriel Garcia Marquez
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 69
Arka Kapak;
Albaya Mektup Yok, çağımızın en büyük yazarlarından Gabriel García Márquez'in en güzel uzun öykülerinden biri. Ülkesi uğruna savaşarak yaptığı hizmetlerin karşılıksız kaldığını anlayan, emekliye ayrılmış yaşlı bir askerin öyküsü. Bir türlü gelmeyen emekli aylığını her cuma günü karısı ve horozuyla birlikte bekleyen emekli bir albayın komik, ama bir o kadar da trajik hikâyesi. Gabriel García Márquez'in 1982'de Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görülmesinde, hiç kuşkusuz, Albaya Mektup Yok'un da payı var. Büyülü gerçekçilik ustasının anlattığı her sahne, karakterlerin her davranışı, umarsız görünen bir dünyada yaşama sevincinin türküsünü söylüyor, ölüme ve yalnızlığa meydan okuyor. Her cümle, yaşamın uçsuz bucaksız boşluğunun suskunluğunu kırıyor. "İmge, gerçekliğe ulaşmanın aracıdır," diyen Gabriel García Márquez'in buruk bir alaycılık içeren bu öyküsü neredeyse görsel bir edebiyat başyapıtı.
Kitap Hakkındaki Yorumum;
Albaya Mektup Yok.
Gabriel Marquez'in kaleminden bir uzun öykü. 69 sayfa olan bu uzun öyküde çok fazla duygu hissettim. Temeli yalnızlık ve umuda dayalı olsada o dönemin toplumsal yaşamını da bir güzel aktardı. Sansür uygulamalarından tutun da, bir horoz dövüşüne verilen öneme kadar. Üçüncü Marquez kitabımı okudum. Bir sonra ki Yüzyıllık Yalnızlık olacak. Neyse kitaba döneyim. Bir Albay var. Her cuma hazırlanıyor, rugan ayakkabılarını giyiyor ve postanenin yolunu tutuyor. Beklediği şey ise emekli maaşı. Tam 15 yıldır bekliyor. Postacı o kadar alışmış ki 'Albaya mektup yazan yok' cevabını şipşak veriyor. Albay ve karısı oğullarının ölümünü yaşamamış ve oğullarından onlara bir horoz kalmış ancak en iyi horoz bu dövüş horozu. Maddi durumları o kadar kötü ki horozu besleyecek bile yiyecekleri yok. Ah o emekli maaşı bir gelse. Kitabı çok ama çoook sevdim bence okuyun😊
Yorumlar
Yorum Gönder